.....:::::AŞK BENİM SENİN HİÇ OLMAMIS!:::::.....
Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …?
Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan,
Sanki benim hiç senim olmamış gibi
.....:::::GİDENLER BEKLERNİR Mİ?:::::.....
"Gidenler hep bekle beni derler ve kalanlar hep bekleyeceğine yemin ederler"
Her giden ardında bir bekleyen bırakır. Bazen ister bekle beni der, bazen de
bekleme hayatına devam et der. Bu bekleme demenin ardında bir beklenme isteği
vardır hep...
Ve her kalan yüreğindeki acısıyla bekleyeceğim der. Dönmeyeceğini bile bile,
gelmeyeceğini bile bile, sevmeyeceğini bile bile. Ve bekler...
Yanı başımızdayken fark etmediğimiz bir çok ayrıntı takılır hafızalara. Oysa ne
güzelmiş yaşanılanlar dersiniz. Meğer ne çok sevmişim dersiniz. Ve belki de hiç
sevilmediğinizi fark edersiniz. En acısı da budur ya zaten. Sevilmeden
sevdiğinizi fark ettiğinizde beyninizi yer binlerce soru. Başlarsınız cevabı
besbelli olan sorulara kendinizce cevap aramaya.
Ve sorgulama zamanı gelir kendinizce.. Oysa unutursunuz bir şeyi. "Aşk
Sorgulanmadan Yaşanmalıdır."
Baktığınız her yer "onda" biter. Gördüğünüz her şey de "onu" ararsınız. Aynadaki
görüntünüzde bir yansıma, sokaktaki köşe başında bir kucaklaşmadır "o". Yağan
yağmurdur, denizdeki yakamozdur "o", gecelerin ayı, gündüzlerin güneşidir "o"...
Ve son cümleler dökülür artık dilinizden. "O" Mutlu Olsun Yeter. Diyebileceğiniz
bir şey kalmamıştır çünkü. Tıpkı yüreğinizi sizden aldığı gibi giderken
cümlelerinizi de götürmüştür yanında.
Sessizlik kalır geriye biten bir sevgiden. Ve Ayrılık Urganı kalır boynunuzda
"yağlı bir ilmek gibi". Sanki biri ha çekti ha çekecek. Durdu sanırsınız dünyayı
ha battı ha batacak. Ama ne dünya durur nede o ilmek çekilir. Hayat devam
ediyordur ve bu çarkın içinde sizi de bilmediğiniz başka diyarlara
sürüklüyordur.
Bitecek sanırsınız acınızı bitmez. Sadece bir yerlere saklanır yüreğinizde.Bir
şarkıda, bir şiirin içli mısralarında ve belki de bir sözde kanamaya hazır bir
yaradır o artık.
"Sessizliğin İçinde Bir Çığlık, Karanlığın İçinde Bir Işık, Yürekte Kapanmaz Bir
Yaradır Artık O"...
.....:::::Çoğalarak seviyorum seni, giderek daha çok:::::.....
Herşeyi yeniden öğrenir gibi, öğrendiklerimi biriktirir gibi, çoğala çoğala.. uzaklığında da, yakınlığında da, her zamanda ve her mekanda... Çoğalarak seviyorum seni, giderek daha çok...\"
Herşeyi yeniden öğrenir gibi, öğrendiklerimi biriktirir gibi, çoğala çoğala.. uzaklığında da, yakınlığında da, her zamanda ve her mekanda...
Geceleri kısaltıp gündüz oluyorsun, gündüzleri bitirip yıldız oluyorsun.. Daha çok seviyorum seni, yaramın kanamasını kesen ilaç gibi. bir kıvılcımdan bir yangına dönüşür gibi, büyüyerek ve daha çok...
Her an daha çok!!!
Beni sevmenin nöbetini tutuyorum, yüreğim ellerinde. Karda, kışta, deli yağmurda. Mavide yeşilde..Parlaklığı giderek artan bir çiçek gibi... sevdikçe çoğalıyor benim parlaklığımda..
Sevdikçe çoğaltıyorum seni.. çoğaldıkça daha çok seviyorum.. yollardaki sisi savuruyorum, rüzgar oluyorum. aydınlığa koşuyorum. yüzünü taşıyorum rüyalarıma, ellerin darılıyor onlarıda çağırıyorum. gülüyorsun, gülüşüne hayran oluyorum. sevdikçe hayranlığımda çoğalıyor...
Sevdam hep bir an öncesinden daha büyük. Aşkım daha kararlı,bulmuşken seni kaybetmemek adına...Yaşama sevincim çoğalıyor. içimdeki kuşlar çoğalıyor. kanat çırpınışlarını dinle hepsi senin aşkına uçuyor...
Görmesek de birbirimizi ne gam..! varsın işte oradasın.. onca aşk ögretemedi; ama, şimdi yalnızkende öğreniyorum seni sevmeyi... öğrendikçe daha da çoğaltıyorum seni sevmeyi... özlem aşkın çiçeği, özlemle birlikte aşkında çoğalıyor..
Kaç acının sınavından geçtim ve başardım sonunda.. birtek acıyı azaltıyorum içimde, seni çoğaltıyorum, çoğaldıkça acı yok oluyor.. şimdi yıldızları daha büyük gecelerin, daha çok..
seninle birlikte yıldızlarda çoğalıyor..
Korkma;
Ne kadar çoğalırsan çoğal, yüreğim aşkını taşırmayacak kadar büyük..
Sana dair ne varsa hepsini taşıyacak kadar güçlü..
Senden gelecek herşeyi kucaklamaya hazır..
Seni çoğalttıkça yaşayacak bu yürek..
Ve sevgilim bu yürek senide çoğaltacak....
.....:::::KAÇ YALAN DAHA YIKACAK BU SEVGİYİ:::::.....
Yarım kalmıs bir hikayeydi bizimkisi..Nokta koymayı bir türlü beceremediqim.. ßirtürlü veda edemediqimdin sen.. Nedenini bilmeden, hani “hoşcakal” diyemezsin ya, dilin tutulur,acır, kanar…
Nedense her seferinde, tam da “bitti” dediqimde, varlıqını başucumda hisseder oluyorum. Sende anlam veremiyosun bu oyunlara..ßen de!
Hayatı cözmeye calısma bosuna.. Her seferinde aynı macera, her seferinde aynı itiş-kakış.. Duyqular üst üste. Kalb ezilmiş yerlerde… ßoşuna calısma hayatı cözmeye…
ßelki aklım denizdi, ben boquldum.
ßelki sen hep vardın, ben yoktum,ben duyqusuzdum.
ßelki duyqularım enqeldi. €nqelli koşuda yoruldum.
ßelki diye diye bu sefer cidden yoruldum. Yok oldum ..
Açılan yaraları deş. Köpek misali.. Sakladım toprakta ufak bir sevqi. Hadi deş! Hadi! Hani her şeyi yapmıştın bu uqurda.. İnanmak yetmiyor yaptıklarına.. Hadi deş yaraları! Köpek misali..
Kendimi ararken, boşlukta buldum. Derindi, kayboldum.. Uçurumdu, düştüm,yok oldum.
Seni ararken, varlıqımla birlikte nacizane bedenimle toprak oldum.
Aldatıldım!
ßiriyle, bir kimseyle deqil.. Yalan-dolan sözlerle. €n büyük ahı aldım! Cok büyük ah verdim. Cok aqladım zamanında, cok aqlattım. Depresif sözlere mahkum oldum kimi zaman, mahkum ettim! Şarkı yaptım, yazı yazdım..Okudukca aqladım, dinledikce ruhumu kararttım.
Kac yalan daha yıkacak qüvenleri ? diye haykırdım.
İnanıcak ne derman, ne de hal kaldı.
Kalmadı…Tükendi…
Kac yalan daha yıkacak sana olan özlemi ?
ßende kalmayan derman, şimdi hakkaten yok olan beden.
ßeyaz bayrak. €dilen pes…
Anlatmaya yetmeyen kelimeler..
Kac yalan daha yıkacak bu sevqiyi ?